14 Nis 2012

ORMAN ŞEFLİĞİ'NE ZİYARET VE KOVAN DİP TAHTASI İMALATI



Dün, cuma günü aynı binada bulunan Arnavut köy ve Fenertepe orman şerfliğine arılarıma yer tahsisi için gerekli işlemleri yapmak üzere ziyarette bulundum. Ben pirinçci ve civarının arnavut köy şefliğine bağlı olabileceğini varsayarak üst katta  arnavutköy orman şefliğin gittim oraların Fenertepe orman şefliğine bağlı olduğunu söleyen memur Tolga beyle alt kata indik.  


 Fenerköy orman şeliği memuru doğan bey bizi gayet sıcak karşılladı sağolsun,







gerekli evrakları kendisine verdim ve hemen işlemleri başlattı.

ormanda arı konulabilecek yerleri gösterecek, ormancı arkadaşlar ağaç damgalamaya çıktıklar için gelmelerini bekedik. Bu arada arı ve arıcılk üzerine ve bal ve ürünleri hakkında güzel sohbetlerimiz oldu.
bu arada ikramları için Tolga ve Doğan bey kardeşlarime çok teşekkür ederim. Allah razı olsun.
inşallah daha sık görüşür bizde ikramlarmızı sunarız.


Memurlar  gelmeyince daha sonra randevulu gelmek üzere  işim olduğından ayrılırken Doğan kardeşim muhtemel yereri tarif edince
biraz orman içinde  dolaştım,  oraman bayağı sık agaçlardan oluşuyor ama aralarda boş müsait yerler var bir kaç yer belirledim ..






 Bu gün (cumartesi) İstanbul  yağmurlu bende biraz kovan altlığı yaptım. Altlıkları anti varova tipi yapıyorum
memleketteki kovanlarımdan bir kısmı bu şekilde. Ballıkları aynı zamanda kuluçkalık ve kuluçkalıkları ballık olarak kullanabilme imkanı olduğu gibi varrova kontrolu, kovan temizliği ve kovan havalandırmasını kotrol edebilme imkanı var.Aynı zamanada arı naklinde havalandırma için büyük kolaylık..

Tabi model bakımından Almanyadaki Mehmet Yüksel kardeşimizin bloğundaki resmlerden yardım aldık.

önce ön tarafa gelecek ön tahtanın üzerine teli zımbalıyorum,





 sonra kovanın oturacağı çıtaylara teli zımbalayıp,

 alt ayaklıkları sabitleyip,



Sürgüsününe takınca altlık tamamlanmış oluyor,





 Almanyada kullanılan bu altllıkları Mehmet Yüksel arkadaşımızın kovanlarında uçuş tahtası yok ama ben küçük bir uçuş tahtası yapmayınca içim rtahat etmedi..)))




Üstüne kuluçkalığı koyunca böyle görünüyor. silmeleri çakıp zımparadan sonra  boyaya gececeğim.



13 Nis 2012

EBRU (SUYUN MEŞKİ)


İslam sanat eserlerine ilginin azaldığı, yok olmaya yüz tuttuğu, üstadlarrn yetiştireccek talebe bulamadığı ve İslami bilgilerinin öğrenilip öğretilmesinin yasak olduğu dönemlerden hamdolsun bu gün talep ettiği  taktirde istediği eğitimi alabilecekleri bir döneme geldik.

Bununla ilgili büyüklerimizden çeşitli yaşanmış hikayeleri dinlemiş ve bir kısmen yaşamış biri olarak geldiğimiz nokta itibari ile Allah'a şükrediyorum.

Özel Eğitim verenlerin yanısıra İSMEK kurslarında meslek edindirmenin yanı sıra islam eserlerine ilgi duyanlara (Hat, tezhib,Ebru vs.) eğitimleride verilmekte.

Kursumuzda Ebru sanatı dalında eğitim alan bir kardeşimizin diğer kursiyerlerle beraber yapmış oldukları eserlerini Taksim metro sergi salonu "Suyun Meşki" adlı sergide ziyaret edenlerin beyenisine sundular.

davet edilmemize rağmen Açılışa katılamadık ancak bu gün gitmek nasip oldu.

Ebruyu çeşitli katkılar içeren suyun üzerine boyalar serpilerek eletler vasıtası ile şekil verildikten sonra kağıda transfer edilen bir sanat dalı olarak biliyordum.

Oradaki kardeşlerimin anlattıklarına göre yapılış tekniklerine bağlı olrak yarım saat ile üç ayda yapılanları varmış.



İşte eserlerden bazıları.





besmele


Kumlu ebru

















bir döneme ismimi veren çiçek " lale ebru"











gelincik çiçekli bir ebru









üzerinde " İGRA" oku yazan bir ebru













Akkase ebru

















akkase ebrudan bir örnek










üzerinde simetrik " HU "yazan ebru

(Ebru yapıldıktan sonra üzerlerine yazıları hattatlara yazdırıyorlarmış)







İlgimi çeken ve serginini güzide eserlerinden çok emek verildiği hemen belli oluyor



üzernde " EDEP YA HU " yazan ebru




yapılması en fazla emek ve zaman isteyen bu tarz ebruymuş
akkase ebru



çiçekli ebru



son sözü tanıtım broşüründen  bir dize ile bitirelim..






nisan ayının 15'ine kadar açık olacak sergiye vakti olanların ziyaret etmelerini tavsiye ederim

7 Nis 2012

ESENKÖY ZİYARETİM

zaman zaman
bizim Fatihli  gürol yalova  esenköye gidelim benim arılığı bir ziyaret et diyordu bende soğukta gitmenin bir anlamı yok havalar ısınınca gideriz diyordum. Çarşamba günü  ggüroldan telefon geldi  ben gidiyorum geliyormusun diye  baktım hava iyi tamam dedim ve hazırlığımızı yapıp gürolun esenköye getireceği malzemeleride alarak akşam 18:00'de  turyol motorlarına bindik



adaların önünden geçerken anılarım depreşti gemi yapıda okurken  sınıf geçmeyi garantileyip zaten bize ücretsiz olan şehir hatları vapurlarıyla son 15-20 günümüzü adalarda geçirirdik,



Gürol maşallah kilosuna rağmen hareketi olmanın vermiş olduğu avantajla fonrmu yerinde bende dedim gürol şu oturuşunla arıcıdan ziyade tam bir  balıkçıdurumun var.:))



üç saatlik yolculuktan sonra gürolun yazlığına geldik vyemekten sonra çay demledik. Çaya gürolun arıcı arkadaşı aynı zamanda beraber arıcılık yaptığı Ekrem abiyi de davet ettik. Ekrem abi mermerci emekli oldukmtan sonra esenköye yerleşmiş ve gürolünde teşviki ile arıcılıkla  ilgilenmeyi başlamış
üçlü resmimimzi çekecek başka kimse olmadığı için fotoğraf makinasını kuzunenin üzerine koyarak  toplu resim çektik.,
namazdan sonra binaz daha uyuyup kahvaltidan sonra arılığa geçtik,


Gürolun oarılığı Esenköy belediyesine ait arazinin yanında.  İçinde İtfaiye, su işleri ve şantiyelirin olduğu bir yer



Arılığında 120 tane arısı varmış ama şu anda 80-85 tane kalmış. Akşam sohbetimizde arıların ortalaması kaç çıta dediğimde ortalama  dört çıtadalar dedilerdi,


ama kontrollerde hiçte öyle olmadığı görülmeye başladı. Erken kek vermişler ve gerek üstten şerbetlik ve kayık şerbetliklerle şurup vermişler fakat büyük kısmı ne keki ve nede şurubu almamış buda arıların zayıf ılduğunun işareti. Birde zayıf arıya kayık dediğimiz çıtalırın yanına konan şuruplulk la verdiğimiz zaman arıların büyük bölümü içeride boğuluyor ve kendi elemizle arının sonunu hazırlıyoruz. Dedim bu işi başka şekilde halledelim nasıl yani dediler. Bende bana bir pet şşişe bulun göstereyim dedim ve şişeye şurubu koyup kapağından delik açtıktan sonra kabarmış petek gözlerine veya çok az olan yumurta alanının yanına şurubu doldurdum.

ve şaşırdılar vay be güzel fikir dediler. Dedim ya ustalar bunu böyle yapıyor sizdsanalı  takip ediyorsunuz bilmeniz lazım  dedim.



Ekrem abinin uygulama hoşuna gitti  ha bire açtığım kovanları şurubu dolduruyor .:)))

arılıkta 10-15 kadar Karniyol var geri kalını kafkas ve yığlıca arıları dediler öyle olunada ihtiyaten meskeyi giydik ama arı pek vurmuyordu çok az kafalığı taktım zaten arılarda bayağı zayıftı.




5-6 Bazen 8-9 olan arıları sıkıştırdığım zaman üç çıta kalıyordu esasında iki çıtayıda almam lazımdı ama onlarda el ayasından bile küçük yavru alanı olduğu için alamadık. ve genelde arıları üç çıtada sıkıştırdım. 




Bu kovvana sıra gelince gürol bu kovan enterasan ya  çıta aralarına propolis örüyor deyince baktım kovan dip tahtasındaki 20 cm. telli deliğim üzerine kapatması için koyduğu karton kaymış ve açıllmış üst örtüsüde gayet ince benim tesbitim arının özelliğinden ziyade hava akımı olduğundan arılar doğal olarak ceryandan korunmmak için çıta aralarını  propolisle örmüşler. Yani arının cinsinden ziyade arıcının hatasından .





konrollerde arıyı sıkıştırıp yumurta olmasına rağmen anaları görmeyince bırakmadık. gürol  arıları yazın bölmüş vealdığı anaların bir kısmını kestirince arılarlar kendi anasını yapmışlar ve bir aylık kayıp zamlan oluncada arılar kışa zayıf girmiş.

arılıkta hiç dokunmadıkları  ve kışa 10 çıta giren bir kovan vard ve o şu an yine en az 8 çıta  çok çok zayıf olan kovalara takviye olarak ondan giki çıta aldık zira diğer kovanlardan çıta alabilecek güçte arı yoktu.


Yine arıların bahçesinde olduğu kemal abi aynı zamanda domuz avı meraklısı ve 5-6 tanhe köpeği var
ve doğayı seven birisi öyleki yabani kestaneleri aşılıyor ve zamanın çoğunu ormanda geçirin birisi
dağda geceliri ayıya karşı arıları o bekliyormuş.











benim bu dalmaçyalı hoşuma gitti ama kemal abi bırak onu diyor o kuşçu bana domuz köpeğe lazım .::))




Gürolbu mola arısında gel bizim dağda arıları koyşduğumuz yere çıkalım bir gör dedi.
ve dört çeker bir araçla dağa gittik arabayı kullanan kemal abi arabayı o bozuk yolda bile hızlı kullanılor birde etrafla ilgil bilgi veryor.  Ben bizim uçurum olan  inebolu yollarına alışkın olmama rağmen tedirgin olmadım desem yalan olur.
biraz daha yüsseklerde daha kar var var. yakın zamana kadar buralardada varmış.


ve nihayet sağsalim arı koydukları yere geldik. etrafı yabani kestanelerle komple çevrili ve en güzel tarafıda
içinde çok güzel suyu olan bir yer, tabi ayılara karşı önlem alınırsa onuda zaten Kemal abi halllediyor.






inişte bu arıcı arkadaşımızın 70 tane kovanından bir tane kovan kaldığını söyşlediyor 20 tane arı alacakmış,





esenköyün dağdan görünüşü,





işte favorim olan manzara dağ ve deniz,
inişte tekrar mesaiye başlandı ve geri kalan arıları konrrol edip bildiğim kadarı ile gerekli olan müdaheleler yapıldı. Arı sıkıştırıllıp petek gözlerine şurup konuldu, zayıf olanlara takviye yapıldı.

öyleki beş altı arısı olan bir koloniyi bu arı sönmüş diye geçerken bir baktım ana sağlam ve hemen bir çıta takviye verdik.



arılar anlatılandan daha zayıf genelde bir çıta  ama güzeal olan bir şey varki yalancıya kaçan bir koloni haricindeki bütün kolonilerde ana vardı.  Bu arıların nasıl kuvvetlenebileceği ve bal sezonunda olası yapılması gerekenler konusunda  ustalarımdan öğrendiğim kadarı ile anlattım. Bence bizim ekibim bir plan yapıp bu arıllığı teftiş etmesinde fayda var :))) 






85 tane kovanın kontrolleri ikindi namazında bitti ve eve geçtik gürol bu fırsat deyip bahçesi iel ilgilenmeye başladı
erik, kiraz, şeftali , nektari, ahududu, ve daha bir çok bitki çiçek açmış
gürol tam siper bahçeyi kazıyor,



ben meyvaları yemenin dışında bilgim olmadığı için pek gürola yardım edemedim



bahçesine güzelbir balık havuzu yapmış barbaküde gözüme ilişti  garol ızgara yapalım dedi ama onunda başka zaman ekiple geldiğimiz de yaparız diyerek erteledik.





bahçede içini doldurulmayı bekleyen sepet.
gürolün kardeşi bir yerden iki tane kara kovan bulmuş bu yaz bunların içine arı alaım diyormuş.




ve  cuma sabahı yine turyol gemileri ile dönüş yaptık.Güzel bir gün oldu ve arı ile nihayet buluştuk .