9 Ara 2010

SU YOLU

İnsan için dünyadaki yaşamını sürdürebilmesi bakımından en önemli şey hava diğeri ise sudur. Yüce yaradana şükürler olsunki muhtaç olduğumuz en önemli şey dünyamızda bolca bulunmakta ve kimseye minnet etmeden bolca kullamaktayız yoksa oda kontrol edilebilseydi simsarların eline düşer hemen bir hava saati takar ve ücret alırlardı....

ikincisi ise sudur:;
onun içindirki eskiden insanlar bu ihtiyacnı gidermek için sık sık çeşme ,kaynak yerine, dere ve akarsulara giderler evlerine su getirirlerdi.

0 nedenle kimse bir yere çok sık gittiği zaman "ne o ya git gel su yoluna çevirdin " tabirini kullanırlar....

işte benim durumumda son zamanlarda biraz ona benzedi.

pazartesi günü yine memleketime gitmek durumunda kaldım. Allah'tan memleketemimin istanbula uzaklığı 640 km. öyle doğuda falan olsaydı demekki yanmıştık...:)

ama bu gidişim öyle zevkine ve gezmek için değildi.. Pazertesi günü saat 14.00 civarlarında
kayınbiraderimden telefon geldi annemde iki ayıdır devam eden ve tadaviye rağmen geçmeyen kronik öksürük son kontrolde ineboludaki doktor
" bir araştırma hastanesine getirin önemli bir durum olabilir " diye söylemesi sonucunda ebeveynleri almak üzere saat pazartesi günü 14:30 'da yola çıktım ve gece 21:00 civarı memlekete ulaştım...
çarşamba sabahı yola çıkacağımız için bende fırsatını kaçırmadan havada güneşli benim şu sorunlu kovanlarıma bir bakayım dedim. önce çekmeceli altlıkları çekip kontrol ettim geçen gelişimde buhar şeklinde oksalik vermiştim bu kerede de aynı şekilde uygulayacağım.

Niyetim her ne kadar güneş olsada hava 8-9 derece gibi arılar salkımda idi bende ilk kovanı ve son yalancı analı kovanı takviye verdiğim 9 nolu kovana bkacaktım öylede yaptım.


1 nolu kovana çıta çekmeden baktım. 5 ful çıta arılı ve balı da iyiydi.







9 nolu kovan yalancı anaya kaçmış olan 5 nolu kovanı takviye verdiğim kovandı ondan çıta çekip bakmadan yapamazdım öylede yaptım.:))

içten verdiğim koyu invert şurubu neredeyse bitirmişler üzerine biraz daha sıvı olanla takviye yapıldı..



çıtayı çektiğimde kapalı yavruları görünce tamam dedim işler yolunda,



anayıda görünce işlem tamamdır dedim,








öğleden sonra güneş yükselince hava biraz ısınır gibi oldu...duramadım diğer kovanlırıda şöyle bir açarak çıta çekmeden durumlarını kontrol ettim.






alttan telli varroa çekmeceli 5 adat kovanda dip tahtalırında pek varroa yoktu temizleyip yerlerine takıldı.




bahçede sulunan domates şeklinde olan hurmalardan biraz aldık hanım sevmesine karşı benim aram pek yoktur bu meyve ile ama yararlarını okuyunca zorakide olsa yemeğe çalışıyorum.:)))
sonra oksalik asid buharlaştırma yöntemi lile uygulama yaptım...
bundan bir hafta kadar önce arkadaşlarla MSN de konuşurken söz buharlaştırma aleti konusuna geldi arkadaşlarda olan aletler bana göre biraz hantal ve kullanışsız çünkü aparat büyük ayrıca ısıtmak için piknik tüp ve pürmüzü bayağı yer kaplıyor arkadaşlara bendeki alet daha kullanışlı dedim üstelik bir kovandan diğerine geçerken soğumasını bekleme problemi yok. Sanırım pek iyi anlatamadım aletde memlekette olduğundan uygulama yaparken vidoaya alayım arkadaşlargörüp belki dahada iyi geliştirenler çıkabilir. Düşüncesiyle kameraya aldım yoksa kimseye" tereciye tere satmak " gibi bir düşüncem yok ukalalık yapmak istemem....
aletim maliyeti bana 20 tl mal oldu. Tüp satan bayılerde bulunabilecek LPG ile çalışan küçük ocak ve hurdacıdan üzerine uyubileceğini düşündüğüm doğlaz filitresi ve spral borudan oluşmakta bunu küçük ocağın üzerine cıvata ile sabiledim ocak devamlı yandığı için hazne daima sıcak kalıyor bir çay kaşığı oksalliği (kaşık tepeleme değil ) hazneye koyup kapağı kaptıyorum ve bir dakikadan bile az bir zamanda bir kovanı bitirip diğerine geçiyorum...(videoyu izlerken saat tuttum 45 saniye sürdü.)
alet demonte vaziyette borular sökülünce çok az yer kaplıyor.. Ayrıca üzerine montae ettiğim
tansiyon aletinde bulunan pompayla dumanın daha rahat kovana girmesi sağlanıyor.

kullandığım bitince atılan tüpler. tanesi 5 tl. şu ana kadar daha bir ane bitirebildim..



tripotu kurdum ve kamerayı ayarlayıp işleme başladım..

videosu......,


3 Ara 2010

BAYRAMIN ARDINDAN

sevgili arıcı dostlar,
yine bir bayramda memleketime gittim.ve oradan dönelide iki hafta olmasına rağmen memleketimdeki son durumu not düşmek için bu resimleri siteye yükledim ama kış tembelliğimi midir yoksa rehavet mi bilemiyorum yazılarını ancak bu akşam yazarak haberi yayınlayabildim.


evet memlekete ulaştığımızda bizleri istanbuldaki gibi yazı aratmayan sıcaklar karşıladı ve bu durum hem arılarımın bakımını yapmak hemde güzel havada bir bayram yapmak fırsatı oldu şükürer olsun.

memlekete gitmek üzere kızımın ingilizce kursu olduğundan pazar günü akşamı yola çıkıp arefe günü ulaştık,

biraz dinlendikten sonra havanında iyi olduğunu fırsat bilerek ileriki günlerdede her ne kadar meteoroleji bayram süresince havalarının iyi gideceğini söylesede yinede belli ollmaz düşüncesiyle arıları kontrol ettim.




belki daha önceki yazılarımda bahsetmişimdir.Memlekette bayramlar yakın üç köy arasında geçmektedir birinci günü komşu köye erkek arpa, ikinci günü bizim köy olan taşburun köyü ve üçüncü günü ise yine komlşu köyümüz olan yaztepe köyünde geçmektedir.


bayramlarda eskiden her evden sini dediğimiz tepsilerle köy meydanına yemekler getirilir ve hep beraber yenilirsede 10-15 seneden bu tarafa pilav günü olarak tertip edilmekte olup yine köy meydanında pilav yenilerek sohbet edillir ve akabinde evlere ziyaret yapılarak yaşlılar yalnızlar hatırlanır ve dargın olanlar var ise bir vesile barıştırılmaya çalışılır.

aşağıdaki resimde köy
meydanında pilav sonrasında kaynaşma ve sohbet faslını görüyorsunuz aslında piyav bahane öyleki istanbulda görme imkanı bulamadığımız bir çok kişiyi burada görüp yine yetişen gençlerlede tanışma imkanımız oluyor.




memlekete vardığım da ilk işim hemen giderken ayınımda getirdiğim 25 kg şekerle invert şurup yapmak oldu. Tabi bayram üstü evi kirtmememiz için bizi bahçeye attılar,







invert şurup hazır olunca soğmaya bırakıp tel altlıklı kovanların çekmecelernini çekip altlarına bakmak oldu 20 gün kadar önce istanbula dönerken her kovana flumetril içiren şeritler vermiştim. varroa kotrolu yapmak oldu. çekmeceli olan beş adet kovanımdan 8 nolu kovana geldiğimde aşırı miktarda varroa olduğunu gözlemledim. Diğerlerinde olsada nadirdi ve ancak dikkatlice bakınca görebiliyordunuz. bu kontroller sırasında varroa çekmeceli kovanların kontrol edimesi bakımından ne kadar kullanışlı olduğu gördüm.







kontrollerimi bitirdikten sonra oksalik asidi şerbet şeklinde yapıp üzerlerine sıksam arılar salkımda değildi bende duman şeklinde olmak üzere geçen sene yaptığım aparatla oksalik asidi duman şeklinde vererek varro mücadelesini yaptım.






20 gün kadar önceki gelişimde ikili kovanın bir bölümünde bulunan karniyol ana arılı bölmenin ana arısı duruyordu bu gidişimde anayı göremedim ve meme yapmışlardı.Arılar bu zamanda niye böyle yaparlarki ??? ananın çiftleşemeyeceğini bile bile anlamak zor..
bende son çare olarak yanındaki bölmeye memelerini bozup kokuyla birleşterdim.





taktıkları memeler
arıları silkeliyip memeleri bozdum.
peteğin bir tanesi yarısına kadargüveler tarafından yenmiş.

kovan zayıf düştüğünden bayağı güve oluşmuş dip tahtasında olanlar,





4 nolu kovan iyi durumda 6 çıtaya sıkıştırıldı.




beş nolu kovana gelince bir olumsuzluk daha ..... peteklerde yumurtalar düzensiz ve çoklu atılmış anayı göremedim fakat çıtanın arka tarafında ki yumurtaların çoğunluğu tekli ve düzenli gibi sonradan tekrer bakmak üzere kapatıp diğer kovana geçiyorum

resimbüyütülürse durum görülebilir.


diğer günler iki sefer daha yaptığım kontrolde yine anayı göremeyince yalancıya kaçtığına kesin kanaat getirip operasyonu yaptım.
kovanın yerine başka bir kovan koyarak arılar 50 m uzağa sirkeledim ve arıların yarısı geldi.bu arıları zayıf olan 9 nolu kovanla birleştirdim.
fakat arıların az sayılamayacak bir bölümüde yerde duruyor bayağı zaman geçtiği halde onlar gelmediler bende küçük ana kutularından bir tanesinin içine katlanır çıta şerbet koyarak arıların yanına koydum.ve arılar hemen içeriye girdiler.
fakat şimdide sorun???? bu arıları ne yapacağım?... bir ara, istanbula giderken getireyim benim arka balkonumda oda benim balkon sosyetesi olsun arı özlemimi gideririm dedim ama anayı nereden bulacaktım......
gerçi giderken gebze civarlarından bakaknlıktan ana talep edebilirdim.. ve oda büyük bir ihtimalde isteğimi geri çevirmez verirdi....ama düşündümki bu zamanda bir arıcıdan ana istemekte ona hakaret gibi olacağı vede iyi niyetide süistimal etmemek adına vaz geçtim (gerçi oda Niğde'ye gitmiş) ve onuda diğer zayıf arıyla birleştirdim. belki büyük ihtimalle bunların içindede yalancı analar vardır ama analı kovanda belirli bir süre sonra her şeyin yoluna gireceğini düşünüyorum.





tel altllıklı kovanlarımın çıta ile tel larasında 5 cm boşluk var diğerlerinde bir şeyolamdığı halde bu kovanda çıtaların altlarına petek örmüşler.

diğerlerinde durum normal ve bal durumları iyiydi inşallah bundan sonra bir olumsuzluk olmaz zira ben arıları çoğaltalyım derken ha bire fire veriyorum
sonuç olarak geçen gelişimde iki bu gelişimde de iki olmak üzere 13 kovanla girdiğim kışa 4 fire ile başladım
elimde şu anda dokuz kovanım kaldı hayırlısı işallah.

28 Eki 2010

BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN


TÜM ULUSUMUZUN CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLAR,
SEVGİ VE KARDEŞLİĞE VESİLE OLMASINI CENABI ALLAH'TAN DUA EDERİM

22 Eki 2010

İKİ AYLIK NOTLAR

HALK İÇİNDE MUTEBER BİR NESNE YOK DEVLET GİBİ,
OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ..
(Kanuni sultan Süleyman)


İnsan yitirdiklerinin kıymetini ancak kaybedince anlıyor. Özelliklede bu sıhhatimiz olunca. Sağlığımız da rutin olarak yaptığımız sıradan işler hastalanınca kadar çok değerleniyorki. Çok önce yatalak duruma düşmüş birisine tv muhabiri soruyordu ençok neyi özledin.? cevaben
"yürüyüş yapmayı biryerde çay içmeyi" evet sıhhatli insanlar için ne kadar sıradan değilmi.?

Ve gerçek akrabalık dost ve arkadaşlıkta böyle zamanlarda belli oluyor. Dün akşam bir Tv programında Ömer Döngel Hoca efendi Hz eyyüp aleyhisselamdan bahsederken biliyorsunuz Allah (cc) hz. Eyyüp ayeyhisselamı bela ve müsibet vererek göstereceği sabırla imtihan etmiş sağlığını, malını,kaybetmişti ve bu durumda yanında bir tek eşi kalmıştı..

iki tane akrabamdan birisi kalbinden baypas olmuş birdiğerinede stent takılmıştı. ve operasyon halkalı Mehmet Akif Ersoy kalp ve damar hastalıkları hastanesinde başarıyla yapıldı...
Cenabı Allahtan tüm hastalara acil şifalar diliyorum.

Söz buraya gelmişken devlet hastanesi imajını kaflarda değiştiren, her hastaya tek kişilik oda. her odada LCD tlevizyon ve temizlikte özel hastanelerden bile daha üstün hizmet veren bu hastaneyi halkımız hizmetine sunanları bir kez daha tebrik ediyor ve Allah razı olsun diyorum.



bu arada bir telefon memleketten ...baban motordan düştü bir şeyi yok ama Kastamonu devlet hastanesine sevk ettiler haberin olsun.....
ertesi günü durumun öyle basit olmadığın öğrenince alelacele yola çıktık ve gece 20'de memlekete ulaştık.
aşağıda daha önce çektiğim bu resimde babam tarlaya gitmek için kullandığı bu motardan ikaz ettiğim halde yokuş aşağı hızlı gidince hakimiyeti kaybedip üzerinden düşmüş beyin travması geçirip müşahede altında tutulup eve gönderilmiş.






memlekete giderken durduğum yerde gördüğüm eski evler ve yapılar dikkatimi çekiyor.










evet memlekete ulaştık. babam şükür kiritik 48 saati atlattı.
bende arılara bir bakayım dedim ama oda ne bu ayda oğul var dala konmuş kesin benden çıkmış hemen içine almak bir kovan hazırladım ama oda ne be küme dağılmış ve muhtemelen çıkmış olduğu 4 nolu ruşete giriyor..









sıradan kovanları kontrol ediyorum.giderken verdiğim bir kg.dan fazla kekleri bitirmişler.güçlü üç tene koleni hariç diğerlerinin balı az gibi. Oysa bal hasadı yaparken hiç kuluçkalıklara dokunmadım...





örtü bezinin altında daha önce hiç görmediğim bir böcek dikkatimi çekti.
10 kg invert şurup hazırlayıp verdim.

şurupları kutulara koyup rtü bezinin altına yerleştiriiyorum zira bizim buralar gece serin oluyor


bu yaz sarıca ve eşek arılarından çok çektim ve halada varlar. elimde kalan biraz fare yapışkanını
plastiğe sürdüm ve üzerine de küçük et parçaları koydum.



birinci günü öğleden sonra akşama kadar 7-8 tane yakalanmış ama sinekler daha çok


geleceğim gün 30'u buldu



üç ruşette ikisinde ana yoktu anasız olan oğul gibi çıkan ve tekrar 4 numaralı ruşete giren koloni idi. üç ktane ruşeti birleştirdim ve şerbetledim yumurta atmaya başlamıştı.



sıkıştırma yaparak aldıklarımla beraber 100 yakın peteği bahçede katlık kovanlara koyup bahçede kuru yere yerleştirmiştim.fakat geçen sefer kükürt yapmama rağmen yine petek güvesi oluşmuş. tekrar kükürt yaktım bundan sonra pek olmaz sanırım zira özellikle gece soğukları başladı.




babamlar tüm ısrarıma rağmen istanbula gelmediler. Kurbanda nasılsa geleceksiniz o zaman geliriz dediler. İstanbulda işlerim olduğu için dönmek zorunda kaldım. Yol boyunca yeşilin her tonunu görmek mümkün.







özellikle 1225 raımlı masruf denilen mevkide mantarlar çok olur bizim tanıdığım mantarlardan biraz topladık. bu mantarlardan ilk defa görüyorum. Zehirli olduğu kesin gibi .