23 Haz 2009

UMUDUM ARTTI

TÜM DOSTLARIN MUBAREK ÜÇ AYLARINI VE İDRAK EDECEĞİMİZ REGAİP KANDİLİMİZİ KUTLARIM




Yine 10 günlüğüne gittiğim memleketim İneboludan umutlu döndüm çünkü daha önce arılarım zayıf olduğu için üç kovanı birleştirerek 4 adet katlı kovan yapmıştım hem son durumu görmek ve hemde işimi halletmek için ineboluya gittim terminelde otobüsten indikten sonra kestane kokusu her taraftan hissediliyordu herhalde nektar akımı başlamıştır diye içimden geçirdim. Her zamanki unutkanlığım nüksetmiş fotoğraf makinamı bir yerde unutmuştum,
bende bu resimleri cep telefonu ile çektim. Tabi biraz kalitesiz oldu ama hiç yoktan iyidir.





İnebolu otobüs terminalinden kestane ağaçlarının görünümü,















ve tabi kirazlar olmuştu, hayatımda en çok kirazı bu sene yedim diyebilirim,





köyüme ulaştığımda tabi ilk iş olarak arıların son durumuna bakmak oldu,



daha önce arılar zayıf olduğu için en azından yiyecek balı alabilmek umuduyla arıları birleştirmiş ve 4 tanesine kat atmıştım,
bir buçuk ay kadar önce arılarımı bu düzende bırakmıştım,






ve arıları kontrol ettiğimde istediğim düzeyde olmadığını gördüm ve Ali Türk kardeşimizden öğrendiğim bir taktiği uyguladım,



taktik şu; bir gün önce bütün kovanlara aynı kokuyu verdim ve ertesi gün tek katlı kovanları

yerlerinden aldım ve yine aynı arılıkta fakat değişik yerlere aşağıda görüldüğü gibi dağıttım ve katlı kovanları diğer kovanların yerine hafif kaydırdım. Amacım tarlacı arıları katlı kovanlara girmelerini sağlamaktı,



kovanları kontrol ettiğimde peteklerde bal olmadığını olsa bile çok az olduğunu gördüm buda daha nektar akımının başlamadığını gösteriyordu,

kestane ağaçları daha tam açmamışlardı bizim İnebolu ve dolayısı ile karadeniz bölgemiz istanbula oranla 10-15 gün daha geride dolayısı ile istanbulda neredeyse bitecek kestane sezonu bizde daha yeni başlıyordu,








bir gün sonra kovanların yerlerini değiştirdikten sonra diğer kovanların tarlacıları da katlı kovanlara girmeye başladılar ve tabiki bende birbirlerini kırıp kırmadıklarını kontrol ettim hamdolsun sorunsuz bir şekilde birleştiler,


kontrolümde daha önce üst katlara 5 çıta koymuş ve diğer boşlukları gerek çuval ve gerekse gazete kağıdı ile doldurmuştkum onlarıda aldım iki katlı kovanımda arılar sıkışmak üzereydi temel petek koydum fakat bir şey dikkatimi çekti ardılar genelde uçuş tahtası üzerinde duruyorlar hatta bir ara salkım oluşturdular bu durum daha öncede babamın dediğine göre oluyormuş bende bakanı aradım durumu izah ettim "arıların havalandırmasının yetersiz olduğunu üst örtü bezini aralamamı söyledi "bende hemen örtü bezini iki kanarından katlayarak havalandırmasını sağladım ve katlara matkapla delikler açtım gerçi daha önc e iki tane açmıştım ama delikleri çoğalttım sorun çözüldü,




havalandırma delikleri çoğalttım, aynı zamanda arılarda üst katlara bu deliklerden giriş çıkış yapabiliyorlar,



en iyi durumda olan iki tane katlı kovanım,





tek katlıları biraz uzağa gölge bir yere koydum tarlacıları diğer kovanlara girdikleri için bir kaç gün şurupla besledim,




bu müdaheleyi yaptıktan sonra, diğer hastalığımız deniz tutkumuz dolayısı ile sandalın bakımına geçtim önce içini güzelce kimyasal maddeyle ltemizledim.,





sonra iki kat astar attım,





ve son kat boyasınıda atarak kuşaklarını bir dahaki gelişimizde yapmak üzere paketledik,







bir kaç gün sonra nektar gelmeye başladı kontrol etteğimde arıların şaşırtıcı bir şekilde çoğaldığını gördüm özellikle 6 ve 8 nolu kovanlarım coştular ikisi arısında ise 8 numara şampiyon











öyleki geleceğim zaman arı sıkışır diye içine 3 adet temel petek koyarak üçüncü katı attım,


ve istanbula döndüm,

--------------------------------------------------------------------------------------



arabamın muayene zamanı geldiğinden pazartesi günü gerekli işlemleri (temiz kağıdı, sigorta v.s) yaparak muayene istasyonunu gitmek üzere ümraniyeye döndüm ve bu gün 23 haziran itibari ile dudullu araç muayene istasyonuna gittim mevzuiat değiştiği için detaylı muayene yapıyorlardı. Daha önce yaptıranların anlattıklarına göre , herhalde baya eksislik çıkar bir kaç gün uğraşırız diye düşünüyordum Fakat korktuğum olmadı bir tek fren hortumunda problem çıktı çatlaklar var onuda hemen değiştirin gelin dediler ve öğlen işim bitti tam istasyondan çıkıyorum asım arıyor arılıktayım senin kutunun terk eden anayı buldum kafesledim diye, dedim kaça kadar arılıktasın akşama kadar deyince bekle geliyorum dedim. Yemek yemeden gel eşkiya tavuğu yapalım dedi,



arılığa geldiğimde ali türk kardeşimizden larva transferi ile olan 3 anadan ikisi kutuda biride ruşette bulunuyordu malesef kutulardakiler yağmaya uğradıklarından kutuları terk etmişler asım kardeşimiz sağolsun ağaçta bulunan arıları kutuya almış ve anayıda kesmek üzereylerken bularak kafese koyup öyle vermiş bende kutuyu akşam dönerken eve getirdim,


ve şu anda 7 tane arılıkta iki tanede evde 9 kovanım var ve ali kardeşimizden iki tane karniyolümüz kaldı.





benim köyden getirdiğim bahçe güzelmini paramparça ederek 7 kovan yaptığım ruşetler iyi yavru durumları güzel seneye İnşallah ballarını alacağız.





ve tabi meşhur eşkiya tavuğunun yapımına geçildi patent sahibi yusuf şimşak kardeşimizde bilgilendirilerek durumdan haberdar ediler davet edildi ama malesef işi olduğundan gelemedi fakat beni durumdan haberder edin tavuğuda yakmayın diyede hatırlattı.



tavuk asıldı ve altına patetes domates soğandan oluşan karışım konuldu,






ve asım tavuğu toprak zemine biraz gömdü ve üzerine tenekeyi kapatarak etrafında ateş yaktı yarım saat sonra oldu dedi ve açtık tamamdır dedi ama bana pek tamam gibi gelmedi dedim bu daha pişmesi lazım ve bir tur daha ateş yaktık ve sonuç mükemmel oydu yoksa çiğ tavuğu
yiyecektik. :)))





ve sonuç,



güzel bir yemekten sonra daha güzeli de; asımın" doktorumuz artık telefonlara cevap verebiliyor" demesi oldu,
hemen doktorumuzu aradım. Fakat ne o... sanki doktorumuzun sesi değil daha genç ve dinamik
çıkmakta tanımakta zorluk çektim. Doktorumuzun neşesi yerine gelmiş yine, gülümsemelerine duymak çok sevinçliydi
İnşallah bundan sonraki hayatında doktorumuza ailesi ile birlikte uzun sıhhatli ve hayırlı bir ömür dilerim.


ve asım kardeşimiz yediklerini hazmetmek için yengemizinde talimatı gereği ::))) salatalık, domates,ve diğer ekili sebzeleri suladıktan sonra biraz koloni kontrolleri yaptıktan sonra evlerimize döndük.

9 Haz 2009

SON ON GÜNÜN HABERLERİ ve DOKTORUMUZ

DOKTORUMUZA ACİL ŞİFALAR DİLERİM.....

Bloğumu son 10 gün güncelleyememiştim gelişmeleri yazayım derken bu gün üzüntülü bir haber aldım, bizim sevimli, sevimli lolduğu kadarda kendinden küçük bile olsa herkeze abi diye hitap edecek kadar alçak gönüllü ve arıya sevdalı doktorumuz kalp krizi geçirmiş ve yoğun bakımda olduğunu öğrendim.

Doktorumuza Ceabı ALLAH'tan acil şifalar duasıyla.;



başlıyorum....

DOKTORUMUZLA İLLGİLİ SON GELİŞME :

10.06.2009 Bu gün saat 13:45 itibariyle yakınıyla yapmış olduğum telefon görüşmesinde amaliyattan sonra yoğun bakımda olduğunu, yakınlarının kontrollu şekilde yanına girebildiğini kendileri ile konuştuklarını ve durumunun Allahı'ın izniyle iyiye gittiğini büyük bir memnuniyetle öğrendim. Hatta arıcı arkadaşlarıda soruyormuş hadi hocam Allah'ın izniyle seni daha sıhhatli bir şekilde tekrar aramızda görmek için sabırsızlıklya bekliyoruz. Dualarımız seninle Allaha Emanet Ol

-------------------------------------------------------

Bakandan aldığım carniyol ana arıyı kafes içinde üç gün tuttuktan sonra tel kısmını açtım ve kekli kısmı bitip ana kafesten çıkmaya nazlanınca teli tamamen açarak dışarıya çıkmasını sağladım.





aradan 4 gün geçti yumurta atmaya başlamayınca biraz sabırsızlansamda pazartesi günü son kontrol ettiğimde yumurta atmaya başlamıştı tabi bende sırtına senenin rengi olan

madalyasını (boyasını) taktım.




bizim gürol bende profil var birertane sır alma tezgahı yapalım diyordu fakat sultanbeylideki kekçi Mustafa abimizin orada tahtadan yapılmış sır alma tezgahını görünce ondan yapmaya karar verdik. Bizim gürol hemen icraata geçmiş ve kendine bir tane hemen yapmış şaka yollu bana niye yapmadın diye sitem ettim ama zaten ben inşaatlarda kalıplarda kullanılan türdeki kontrolardan yapmayı düşünüyorum.



Gürolun sır alma tezgahı,





6 Haziran cumartesi günü arı bakanımız Ali Türk kmardeşemizin bir işi için tornacı arkadaşıma gidecektik fakat kendisi memleketten daha gelmemişti bende öğleden sonrasını o iş için ayırdığımdan dolayı yardımcı stajyer arıcı olarak kendisine 19'a kadar refakat edebileceğimi söyledim ve üsküdarda buluştuk oradan beykoz akbaba köyüne ve aynı zamanda hemşerim olan Saim Gürel kadeşimizin arılığına geçtik,


saim kardeşimizin talebi üzerine sorunlu bazı kovanlara bakmak için bakan teçhisatını kuşanıyor gerçi resim yan çıkmış ama,








ve sorun olan kovanları kontrollerinde doforme olmuş petekler dikkatimi çekti onları dışarıya çıkardı,




evet bu petekler kovan içinde olmaması gereken temel petek biz bile beğenmiyoruz arı bunu işlermi





saimin arılığından sonra tuncay kaptanın arılığına geçtik. Anasız bir kovan için larva transferi yapmamız gerekiyordu ve kaptanın 33 numaralı karniyolu olan kovan açıldı,




numarası sırtında demekki ölmüyormuş,



larva tranfer kaşığı olmadığı için hemen orada kafes teliinden bir parça alıp,





çekiçle pensenin üzerinde ucu ezilerek birde çakmakla dezenfekte işlemi yapılarak transfer işlemine geçildi,




çıtadan larvalar alınıp çanaklara transfer yapıldı,




altı adet larva kuru olarak transferinden sonra işlem tamam ve kovana verildi bir gün sonra öğrendikki altı tane transferden hepsi tutmuş,





işlem bittikten sonra yakın olan saimin arılığında ağacın altında meşrubat içtik, derken benim telefon çaldı Murat kardeşim, abi neredesin diyor dedim sana yakınım o zaman uğrayın ve çalıştığı pastaneye gidiyoruz,





tallı üstü dondurma çay falan derken bizim gitme saati yaklaştı ve 19:05 de kalktık resimde kardeşim Murat ve arı bakanımız ve ben. (bu resim ali Türk'ün bloğundan alınmıştır.)=





bakan saimin arılığında ana arı işaretleme plakaları ve ana arı boyama aparatlarını gösterdi.
dedim bakanım ben zaten o aparatı yaptım. 5 litrelik su şişesinin kapağını yuvarlak demirle delikler açarak yaptım, birde tel şeklinde olanı yapacağım dedim. Birde şu plaka yapıştırma işi için bir düşüncem olduğun söyledim anlatınca pek aklına yatmadı ama ben erkek arıda bir deneyeceğim sorun olmazsa ana arıdada denemeyi düşünüyorum.







dün akşam ümraniyeye dönüş yaptım bu gün asımın arılığına giderken birde tel olan boyama aparatını yaptım. ve öğleden sonra üç gibi arılığa gittim arılıkta bir normal kovan, altı ruşet ve üç adette kutu olmak üzere 1o tane ana üretim kovanım var bunlardan ali türkün ruşet ve birde oğul haricindekiler benim b ahçe güzeli olan bir adet kovanımdan arılandırıldılar bir tanede fatih balatta evin araka balkonunda iki çıtada aldığım karniyol ana var,

su şisesi kapağı ve poli karbon üzerine yapıştırdığın çıta telinden boyama kafesleri,





ana arıyı içine alıyorsunuz ve sırtı delik ortasına gelince hareket etmeyecek şekilyde bastırıyorsunuz ve kalemle boyama işlemi gerçekleştiriyorsunuz,


boyahdıktan sonra,





bizim gibi anayı zor bulanlar için büyük kolaylık,








benim silivri değirmenköyden aldığımız tek oğul bir avuç arısı vardı bir çıta çıkmak üzere olan petek vermiştim şu anda durumu güzel arılar çıkmışlar kurtardı gibi,





bakının ruşeti ve larva transfer ettiğimiz olan ruşet. Ana çıkmış dölenmiş ama daha yumurntaya başlamamıştı,




ben genede sırtına işaretini vurdum,



7 nolu kutunun anası yoktu bende içinde bir nolu içinde katlanır çıta olan kutuya arabada bulunan kokuyla birleştirdim.
Sonuç olarak beş adet döllenmiş ve yumurtaya atmış, dört adette döllenmiş ama yumurtaya başlamamış olarak 9 adet birde fatihte bir ruşet olmak üzere 10 adet kovanım olmuş oldu ......