20 Eyl 2011

YA NASİP



Selamünaleyküm sevigili arıcı dostlarım;

Memleketimden döneli bir haftayı geçmiş olmasına rağmen bir türlü elim klavyeye gitmedi nedenini soracak olursanız herhalde  bu sene yaşadığım hezimetin üzerimde bıraktığı etki diyebilirim. Zira daha önce yaptığım haberde de tahmin ettiğim gibi yağmur ve sisli hava birde dolu yağması  zaten yöremezin tek bal akım kaynağı olan kestaneden sıfır çekmemize neden oldu. hani bir hikaye var ---" yenik komutana sorarlar, yenilginin sebebleri nelerdi? diye  ordu komutanı cevap verir  bir çok sebebi var ama  ilk barutumuz bitti deyince tamam gerisini anlatmana gerek yok mesele anlaşıldı."--- cevabını verirler benim durumumda biraz ona benziyor zira özellikle denizden gelen sisli hava , dolu ve yağmurlar sahil kesiminde arının tam nektar zamanı çalışamamasına  dışarı çıkabilenlerin ise geri dönmemesine sebep oldu. Sahil kesimlerinde olan bu durum rakım yükseldikçe olmamış zira dağ köylerinde bu durum pek yoktu. Sahil kesimindeki diğer arıcılarında durumu benim gibiydi

           onun için pek detaya girmeden iki ay zarfında yaptıklarımdan biraz bahsedeceğim;

Temmuzun 10'unda uluştığım memleketimde babama sordum burada havalar nasıldı diye -sen gelmeden iki gün önceye kadar hep sisli geçti. Cevabını alınca eyvalh dedim ve zaten 4 adet olan katlı kovalarımı kotrol ettiğimde ballıkta bir göze dahi bal konmadığını  üzülerek gördüm. Bende arılarımı çoğatmak amacı lile bölerek  istanbuldan gterdiğim ruşetlerle beraber 18 ade koloni oluşturdum. Fakat verdiğim memellllerden analar çıktı ama kovanlarımda pek erkek yoktu oyse diğer seneler eylül ayının sonlarına kadar erkek arı oluyordu sorduğum diğer arıcı arkadaşlardada olmadığını öğrenince Gebzeden Ali Türk kardeşimden ana rica ettim sağolsun  göndermek için çaba sarfetti ama bayram üzeri olduğu için kargo ancak bir hafta  sonra gider deyince iptal ettik ve bende gitmeme yakına kadar beklemeyi sonra birleştirmeyi düşündüm ama hamdolsun bir tanesi hariç diğerleri döllenerek yumurta atmaya başladılar o bir tanesindede sanırım ana dönmedi ve yalancıya kaçtı. Bende risk almamak için onu öylece bırakıp istanmbula döndüm zaten erkek arıya ihtiyaç var belki benim durumumdaki bir başkasına yararlı olur.




arılığımdaki son durum böyle;





arılığımda üç edatte dünürşümün arısı var. Yer sıkıntısı olduğu olduğu için onun arılarınıda benim arılığa getirdik saldırgan arılıar analarını belki geç oldu riskli olur diye değiştirmedim.  Bu resmi yayınlamamın amacı bizim oralara özgü kovanlar bu şekilde. Genellikle sabit arıcılık yapıldığı için üst kapaklar beşik örtü ve standart değiller bizim çıtalar büyük geliyor ve kovanın tabanına oturuyor.





Ana memesi çanaklarını hazırladım ve çıtaya monte ettim



Lavra transferi için çin kaşığını bulukmadım bende bir tane bakırdan ve bir tanede galveniz telden lavra kaşığı yaptım ama galvenizden yaptığım kaşıkla larvaları daha rahat aldım..

  
Ve transferi yaptım,
                                    


yaptığım 20 taneden 12 tanesi tutmuştu,
                                                
                                       
ve memeler kapandıktan sonra kovanlara dağıtıldı.

kek yapmam lazımdı bu sefer sayın Murat akın hocamın bloğunda belirttiği kolay kek yapımı tarifi ile kekimi yaptım. yapması kolay oldu kendilerine teşekkür ederim.

11 kg pudra şekerine 1 kg balı, 1 litre kaynamış su ile  pudra şekerine ekleyip karıştırıyoruz,

                                       

 sonuç pratik bir kek olmuş oldu,
ve arılar iştahla tüketmedeler,

evin bahçesindeki ruşetlerim,
yani analarımdan F2


 tabi Ramazan falan dinlemedik zaman buldukça  balık tutmayıda ihmal etmedim
bu sene istavrit bayağı boldu,
 İstanbula dönünce İşletme numarası almak ve arılarımı sisteme kaydettirmek için çalaşmalara başladım.
niyetim istanbuldada bir arılık kurarak  gezginci arıcılık yapmak istiyorum. İnşallah başarırım zira bu seneki hezimeti bir daha yaşamak istemiyorum hiç olmazsa ayçiçek balı alırızda emeklerimiz boşa gitmez..

Ne yapalım elden ne gelir tevekkül edip  "YA NASİP"  demekten başka....