31 Ara 2009

MİLADİ YILBAŞMIZ HAYIRLI OLSUN

Hz.İsa peygamberimizin doğum günü olan (Hz.İsanın doğum günü kesin olarak bilinmemekle birlikte 25 aralık-6 ocak tariihleri arsında olduğu kabul edilir) Miladi yılbaşımızı kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.

Bu günü müslümanlara yakışır şekilde değerlendirmek temennisi ile daha nice yıllara.....

Hayırlıısı ile inşallah

26 Ara 2009

AŞÜRE GÜNÜMÜZ MUBAREK OLSUN


miladi 26 aralık 2009 -- hicri 10 Muarrem 1431
Değerli doslar Aşura günümüz kutlu ve mubarek olsun,

bu günün önemi hakkında bilgilerimizi hatırlamakta fayda var...

Bu güne Aşura denilmesinin Muharrem ayının onuncu gününde Cenabı Hak on peygemberine on değişik ikram ihsan ettiği içindir. Arapçada aşar on demektir Aşura daha sonraları dilimizde aşüre olarak anılagelmiştir...

bu günde kuranı kerim ve hadislerde geçtiğine göre peygemberlere sunulan ikramlar şulardır.

1-Hz Adem A.s duası bu günde kabul edilmiştir.

2-Nuh a.s gemisi cudi dağına aşura günü oturmuştur

3-Yunus a.s balığın karnından bu gün kurtulmuştur

4-Musa a.s Allah c.c izniyle kızıl deniz yarılarak beraberindeki inananlarla karşıya geçmiş sorasında frevun ve ordusu kızıl denize gömülmüştür

5-Yine Hz.yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyuydan bu gün çıkarılmıştır.

6-Hz.İsa a.s bu gün dünyaya gelmiş ve yine bu gün semaya yükselmiştir.

7-Hz.Davut a.s mın tevbesi yine bu gün kabul edilmiştir.

8- Hz.İbrahim a.s oğlu İsmail bu gün doğmuştur.

9-Hz.Yakup a.s kapanan gözleri bu gün görmeye başlamıştır.

10-Hz.Eyyub a.s hastalığından bu gün şifa bulmuştur.


ve ne acıdırki yine, peygamber efendimizin SAV. torunu Hz.Hüseyin r.a hicri 61 yılında 55 yaşında iken bu gün kerbelada şehid edilmiştir.

Peygamber efendimiz bu mubarek günleri oruçlu geçirmemizi ve hadisi şeriflerinde, yahudilerde muharremin 10'unda oruç tuttuklarından onlara benzememek ve aşura gününe denk getirmemek için muhartrem ayının 9-10-11 günü, oda olmazsa 9-10 veya 10-11 günü oruç tutumamızı tavsiye etmiştir.


Günümüz mübarek olsun

24 Ara 2009

SAHTE BAL VE ARICILAR

sevgili arı dostları,

bu gün bir gazetede bal ile ilgili haberi okuyunca biraz düşündüm.

-hani derler ya insanın kendine yaptığı kötülüğü kimse yapamaz. Bunu siz insanın yaşantısının
her bölümüne sağlık,ekonomik,sosyal,kültürel vs. genelleyebilirsiniz.

Yine reklamların birinde beğendiğim bir sözcükte vurgulandığı gibi,

-insanların güvenini kaybetmektense servetimi kaybetmeyi tercih ederim-

evet güven sağlamak zordur. Zor olduğu gibi, kaybetmekte o kadar kolaydır.

Gazaete haberinde Birlik başkanı suçu sanyicilere atıyor ama bal üreticilerininde pek masum olduğunu söyliyemeyiz. Ben arıcılığı amatörce yapıyorum ama bu işten geçinen insanlar, sahte bal üreterek satan meslektaşların hiç mi suçu yok, dolayısı ile en büyük kötülüğü yine kendilerine ve meslektaşlarına yapıyorlar.

-bir teneke çiçek balına bir kaç kg kestane balı katarak kestane balı diye satan,
-Nektar zamanı çuval çuval şekeri arılara verenler,

yine şeker şurubuna bal arıoması katarak bal diye satanların hiç mi suçu yok....

Tüketiciyi bir kere aldatabilirsiniz, en fazla iki ama sonrası asla, eğer aldanıyorsa o saf demektir.

kısacası temizliğe önce kendi kapımızın önünden başlamalıyız..


Bütün bunlar nereden mi aklıma geldi.?
Malum arılığa gidemiyoruz haber sıkıntısıda var havadan sudan yazdım işte.......



1 Ara 2009

AKBABA KÖYÜ VE DOSTLARLA BAYRAMLAŞMA

Evet dostlar uzun bir aradan sonra yine günlüğümüzle buluştuk;

Belki merak eden olursa nerelerdeydin diye, oğlum Ali'yi evlendirdim.
yine diyeceksinizki ya o evleneli bir sene olmuyormuydu. evet öyle hatta nasip olursa üç ay sonra bir torun sahibi daha olacağım.:))
Bu seferki evliliği, oğlumuzu, imkanlarımızıda zorlayarak kiradan kuramak için yapılan ev..lendirme idi.

hamdolsun o işi hallettikten kendi işlerimize dönme fırsatını bulabildim.

ve kurban bayramının dördüncü günü Beykoz Akbaba köyüne arıcı dostların bayramlaşma toplantısına davet edildik.

Kavacıkta Asım Kadıoğlu ile bakanımız Ali Türk ve hacı Seyit abiyide alarak akbaba köyüne öğle vakti ulaştık. Ve öğle namazımızı saim gürel kardeşimizin evinin yakınındaki tarihi cami'de kıldık.

Daha önceleri poyraz'a denize giderken geçtiğim bu köyün adının bir kuş isminden esinlenerek
verildiğini düşünüyordum fakat bu gün köyün üst kısmında kalan Akbaba türbesini görene kadar. Meğerse burası Fatih Sultan dönemindeki bir Allah dostunun sevenleri ile yerleştikleri yermiş.

Saim kardeşimin evide güzel bir yerde Allah güle güle oturmayı nasip etsin. ve kendilerine gösterdiği misafirperlikten ve böyle bir organizasyonu gerçekleştirdiklerinden dolayı tekrar Allah razı olsun diyorum..



Akbaba türbesi hemen caminin çıkışında avluda,







Akbaba türbesinin kitabesi...
Hemen yanındada asırlık çınar mevcud.


Akbaba Camii, Bu camii ve türbe yukarıda kalıyor ana yoldan transit giderseniz benim gibi göremezsiniz..


camiye çıkarken tarihi bir çeşmenin önünden geç.iyorsunuz,



Saim kardeşimizin evinin olduğu bahçeye girerken hazırlıklar yapılmış mangalı yakıyorlardı,




yaklaşınca --arıcı olmayan giremez levhası--- göze çarpıyordu
valla ben üstüme alımadım...
Mangalı yellendiren arkadaşta aramıza yeni katılan ve benim gibi istanbulda ikamet edip Kastamonu bozkurt ilçesinde arıcılık yapan Mustafa Yılmaz





Bu da Niğmet kardeşimiz mangalı ve ızgaraları hazırlama da Aziz Mumcu ile onun çok emeği geçti Allah razı olsun.,







Yemekten sonra arılığa geçtik ve ustalardan arıcılık ve bu zamanda kovanların nasıl olması gerektiği konusunda brifing alldık..










Günün sonunda katılanlarla birlikte bir hatıra fotoğrafları çekilip köy kahvesinde çaylar yuıdumlanarak sohbet edildikten sonra, başka zaman yine buluşma temennisi ile vedalaştık..





sonuçta Afrkalısı, kaptanı,Doktoru,Hemşehrisi ve türkiyenin değişik yerlerinden dostlarla buluşup hoş bir gün geçirdik.







26 Kas 2009

BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN


İslam Aleminin ve siz tüm arıcı dostlarımın idrak edeceğimiz kurban bayramımızı kutlar
hayırlara vesile olmasını Cenab-ı haktan niyaz ederim

15 Eki 2009

NİHAYET ARILIĞA GİTTİM

Uzun süreden bu yana avrupa yakasında olmamdan dolayı asımın arılığında bulunan 3 adet kovanımın bakımını yapamamıştım gerçi asım kardeşim soğolsun gerekli ilgiyi kendi arılarına bakarken onlarada gösteriyor. Bu gün hem arılarımın son durumunu görmek gerekirse arıyı sıkıştırmak ve kışa girmeden bakım yapmak üzere arılığa gitmeye karar verdim,

giderken taşdelende bulunan ve aynı zamanda tornacılık yapan aynı iş yerinden emekli olduğum dostum Nazmi APAYDIN Abimede uğrayacaktım telefon ettiğimde kendisininde ümraniyede bir işi için yakınımda olduğunu öğrendim ve işini hallettikten sonra beraber asımıda alarak arılığa gittik.

asım kardeşim, arılığında kullanmak üzere siyasi bir partinin seçimlerde kullandığı işi bittiği için atılmak üzere olan pankartları almış onlarıda arılğıa götürdük.
bir türlü akıntısını kesemediğim dediği bölmenin üzerine bir kısmını serdik ve önce benim arıları sonra kendisinin takip edilmesi gereken arılarına baktık.
Bu arada nazmi abiyede bir maske vererek arcılığa ısındırmaya çalıştık.






nrazmi abi her ne kadar maskeli olsada yine temkinli,

Asımla biz arılara bakıyoruz,
bir yandanda;
kendisine Ana arı, işçi arı, erkek arı, arı sıkıştırma gibi arıcılakla illgili temel bilgiler verdik,


arı zararlıların başlıcası olan varroa ilgili billgi verdikten sonra, eeee artık senide arıcı yapalım dedim ve benim üç kovanımdan biri senin seç dedim ama pek oralı olmadı gibi, ama genede Allah'tan umut kesilmez .::)))

kendisi küçükken kara kovanının olduğunu söyleyince asımın kütüğü açtık içini gösterdik. kütük en son gördüğümden bu yana biraz petek örkmüş ama hiç arı gözükmüyor oğulmu çıkmış ne.:))))







ve finalde nazmi abinin eline arılı bir çıta vererek resim çekelim dedik ama nedense zorla yaptırılmış bir işlemmiş gibi isteksiz duruyor,
sen ne dersen de Nazmi abi Türkiye arıcılığına İnşallah hayırlı hizmetler yapacaksın yakında onunla ilgili haberleri okursunuz herhalde.:)))




asıım evininin yakınında bulunan marongoza bıraktık. Orada gelecek sezonda kullanmak üzere ana kutularına çıta yapıyor, yarım kalan işin devam etmesi için vedalaşarak ayrıldık.








30 Eyl 2009

YİNE BİZE YOLLAR DÜŞTÜ

Evet dostlar uzun süreden bu yana bloğumu güncelliyemedim bu biraz Ramazan ayının girmesi dolayısı ile manevi atmosfere ağırlık vermemiz ve yine ağırlıklı olarak fatih balatta'ki evimizde kalmamız ve internetimizin ollmamasından kaynaklanıyordu. Neyse ramazan ayımız ve Ramazan bayramımız geride kaldı bu vesile ile geçte olsa bayramımızı kutlarım.



bu bayramda yine bir vesile oldu ve yine bayrama memleketime gitme fırsatı buldum, Arefe günü gittiğimiz memleketimde hava iyi idi ve bende hemen arılarımı kontrol ettim











hava iyi ve arılar uçuştaydı giderken bu düzende bıraktığım arılarımı kışa hazırklamak için kovan aralarını daralttım ve arı sarmamış çıtaları alarak biraz daha sıkıştırdım

Bir numara kovanım 5 çıta ve dikkatimi çeken bir şey gidarken bal stoğunu yetersiz görüyordum ve birer kg kek koyadak gitmiştim bazı kovanlarım keki tamamen bitirmişler bazıları ise yarıya kdar gelen ve neredeyse hiç alınmamış kekler var ama güzel olan şu ki bir kovanım hariç diğerlerinin bal stokları yeterli seviyeye çıkmış,




3 numara 6 çıta bal stoğu iyi,


4 numara 4 çıta baly durumu iyi,




bir tane fire veren ikilyi kovanım R-10 taraftaki bölme anasız kalmış ve az arıszı vardı yine tahminim peteklerim yenmesinden yağma olmuş sanırım, bende birleştirdim bu ikili kovanların güzel tarafı bu birleştirmek istediğinizde ortadaki bölme tahtası elek telli olduğundan alıyorsunuz ve işlem tamam bende öyle yaptım,





ve boş taraflarını gazete kağıdı ile izolasyon yapıyorum,





6 numaralı kovan 6 çıta bal durumu gayet iyi,






evet yine ikili kovanımın bir tarafındaki R-5 numaralı kolonim arısı ve balı az zaten keki hiç almamış şiraz şurupladım gelene kadar ama onu bile zor alıyordu bende iki kg kadar koyu şerbet yapıp boş kabarmış peteğin gözlerine doldurup verdim işallah alarak sotğu tamamlarlar diğer taraftaki kolonu iyi durumda,
















8 numaralı kollonim en çok merek ettiğim kolonimdi çünkü bu yaz beslyeyici olarak kullanıp ana ürettiğim kolonimdi tam geleceğim gün anayı elimde boyayıp vermiştim saldığımda hemen ananın etrafını çevirdiler bende herhalde boyayı temizliyecekler zannederken birden tepesine binmeyi başladılar ve ana aşağı düştü alanı kadar ana bayılmıştı bende kafese koyup verdim fakat canlanma emaresi göstersede akşam kafese baktığımda cansız yatıyordu bir gün sonra ayrılırken kontrol ettiğimde ana memeleri yapmaya başlamışlardı fakat yinede çifleşir gelirmi diye merak ettiğimden bu gidişimde haman ortada bulunan çıtalardan bir tanesi çektim Allaha şükür yumurtaları görünce rahatladım,


Bunlardan hariç saldirgan 5 nolu kolonim ve yine ikili kovanım var onlarında genel durumu ve bal stokları iyi,



bu sene petek kurdurndan kurtulmuk için kabarmış petekleri çatı arasında değilde bahçede ballıkların içzinde saklamıyı düşündüm ve bir tane daha önce bir tanede bu gidişimde olmak üzere kükürt yakttım bakalım etkili olacakmı,









ve gelirkken arılarımı içten ve dıştan kovanları biraz daha sıkıştırıp üzerlerinide muşamba örttüm ve ben üzerime düşeni yaptığımı düşünerek Allah'a emanet ederek döndüm.









SARAY TERBİYESİ ALMIŞ SON OSMANLI ŞEHZADESİ'NE SON GÖREV




Siz tarihinizi ne kadar inkar ederseniz ediniz gerçekler sizi ve geçmişinizi bırakmaz. Tarihimizi ve osmanlıyı platonik bir sevgiyle sevmiyorum ama günahları ve sevapları ile hatalarıyla yaptıkları iyi şeylerle bizim geçmişimiz ve ecdadımız onları saygıyla anıyorum.
ve inanıyorumki tarihimiz yeniden bilimsel gerçeklere dayanarak yeniden yazılmalı zira tarihimizde Tarihçi Mustafa Müftüoğlu'nun deyimiyle (kendisini rahmetle anıyorum) o kadar çok cüceleştirilen devler ve devleştirilen cüceler vardırki bunu ancak biraz araştırma yapınca anlıyorsunuz neyseki artık okullarımızda Gazi Mustafa Kamal ATATÜRK Paşamızın sisli bir gecede (Boğaz çıkışında işgal kuvvetlerinin 40 mil giden hucumbotları ve zamanın en gelişmiş radar sistemleri olduğu halde)bandırma vapuru ile boğazı nasıl geçip samsuna çıktığını yazmıyorlar.

konunun hasasaiyetinden dolayı ve yalnış anlaşılacağımdanda çekinerek derimki zamanımızın değerli tarihçilerinden Sayın İlber ORTAY'lı ve sayın Murat BARDAKÇI'yı kitapları ve en açzndan TV. programları takip edilmeli diye düşünüyorum.


Saray terbiyesi almış hanedana mensup son Osmanlı şehzadesi Osman Ertuğrul efendinin vefatını öğrendiğimde bu cenazeye katılmamın gerektigini bunu üzerimde tarihten gelen bir hak olduğu düşüncesiyle öğle namazı sultanahmet camiine gittim benim gibi düşünenler çoğunlukta olmalı ki onbinlerin iştirak ettiği bir cemaatle tekbirler eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı Allah Rahmet etsin

tabutun yakınına kadar gidebilme şansı bulmama rağmen izdihamdan biraz taşıma fırsatı bulamadım.






ve dedelerinin yattığı cağaloğlundaki hazireye defnedildi.











MEMLEKETİMDE BAYRAM





Memlekitimde bayramlar bayram namazından sonra evlerde yapılarak hava iyi ise cami avlusuna yağışlı ise köy odasına gözleme getirilerek hep beraber yenilmesi ile başlar birince günü yakınımızdaki köye, bayramın ikinci gönü bizim köyümüzde ve üçüncü günü yine yine başka komşu köye gidilerek etli pilav yenilmesi ile devam eder,



















(YEŞİL ) BURSA ZİYARETİ







Daha önceleri bir çok kez ziyaret ettiğim Bursa kentimize bir işimizden dolayı gittik tabi bu aradar vaktimizin az olması dolayısı ile ziyaret yerlerinin en önemlilerinden olan Ulu cami, yeşil türbe ve emir sultan hazrektlerini ziyaret etmeden olmazdı bizde öyle yaptık





ULU CAMİ'İ








Ulu cami'nin kıble kapısından içeriye girdiğinizde ortada bulunan şadırvanından yükselen su şırıltısı sizi karşılar bu o kadar ruhu dinlendiren bir sestirki sanki su orada bir başka ses çıkırır,







Fakat tuhafıma gidin bu şadırvanmda daha önceki gelişlerimde abdest alabiliyorduk şimdilerde burada abdest almayı yasaklamışlar.





mihrap ayır bir güzel son ziyaretimden bu yana restore edilmiş,







Minber ayrı bir güzel,






Kürsüdeki mermer işçiliği görülmeğe değer,






Yeşily türbe (Çelebi Mehmet )






















Yeşil Camii,













Emir sultan camii ve türbesi,






Emird sultan türbesinin içi,





cami avlusundan içeriye girince içinizi bir ferahlik kaplıyor,



Osmanlının su medeniyeti burada kendini iyice hissettiriyor
caminin içi,




caminin içindeki ahşaptan yapılmış balkon çok güzel, sanki bir gerdanlık gibi duruyor


kısaca bursa ayrı bir güzel bir iki saatimizi ancak ayırabildiğimiz ziyaret yerleri için bu süre çok kısa bursayı bir günde bile ancak gezebilirsiniz çünkü o kadar çok tarihi yerler var ki bir dahaki sefere inşallah daha çok vakit ayırmak dileği ile Bursadan ayrılıyoruz.