3 Nis 2008

İSTANBULDA LALE GÜNLERİ

LALE ecdadımız osmanlıda bir döneme ismini veren özel bir çiçek,

Her ne kadar cumhuriyetin ilk kurulduğu yıldan bu yana insanlarımızı, tarihimizden, mazimizden
geçmişimizden kopartılmaya çalışılmışsada bir şeyi, özelliklede bir milletin tarihini yok saymakla yok olmayacağı gibi, gerek uluslar arası arenada ve gerekse içimizde bunun böyle olmadığı görülmüştür. Hatalarıyla günahlarıyla tarih yaşanmıştır ve elbet bir gün bu millet gerçek tarihiyle yüzyüze gelecektir. Geçmişne sahip çıkmayan devletlerin gelecekleride olamaz;
Lale yeiştiriliciği bir dönem osmanlıda çok ileri bir seviyede olup bu çiçeğin ,
III. Ahmed devrinde lâlenin 2 binden fazla formunun elde edildiği tarih kayıtlarında sabittir.Eskilerin Lâle-i Rûmî dedikleri Osmanlı Lâlesi denilen cinsin yaklaşık 2 bin tanesinin adları, özellikleri ve yetiştiricileri çiçek tezkirelerinde ve lâle mecmualarında kayıtlıdır. Lâle-i Rûmî Avrupa lalelerinden çok farklıdır.
Osmanlı Lâlesi’nin çiçeği badem biçiminde yaprakları ise hançer şeklinde ve uçları tığ gibi ince ve sivridir. Islah edilmiş ilk lâle çeşidini elde edenin Şeyhülislam Ebu Suud Efendi olduğunu belirten T. Baytop , zaman içinde yüzlerce lâle çeşidinin yetiştirildiğini ancak Lâle Devri’nin (1730) sona ermesiyle birlikte İstanbul yani Osmanlı Lâlesi’nin yavaş yavaş ortadan kalkmıştır.
Malesef bu gün bu çiçeğin osmanlı lalesi formuyla üretilen türleri sahip çıkılmadığından ortadan kaybolmuş olup bu çiçeğe sahip çıkan Hollanda dış ticaretinin büyük bir bölümünü bu çiçek üzerinden yapmakta olup hatrı sayılır bir gelir elde etmektedir.

İstanbul büyük şehir belediyesi bir kaç seneden bu yana olduğu gibi bu senede 5 Nisan - 13 nisan 2008 tarihleri arasında lale festivali düzenlemiştir. Bu etkinlik kapsamında şehrin yeşil alanlarına park ve bahçelerine laleler ekilmiş olup laleler açtığında ayrı bir güzellik olmuştur.

lalenin özelleikleri hakkında bir kaç bilgi

-Lale soğanı sadece bir çiçek verdiği için Tanrı'nın birliğini temsil eder
-Şekil itibarıylada Tevhidin sembolü olan elife benzer-Yılın tek bir ayında güzelliğini sergiler ve hemen solar
-ALLAH, hilal ve lale kelimeleri Arapça'da aynı harflerle yazılır
-Bu üç kelime için harflere sayısal değerler veren ebced hesabına göre de aynı rakamı verir.
-Lale, yine Arapçada tersten okunduğunda Türklerin kutsal alameti hilal kelimesidir
- Avusturya-Macaristan büyükelçisi Busbeq'in tercümanı, lale yerine kendisine Anadolu'da kadının başörtüsü olarak kullandığı örtüyü sorduğunu sanmış ve cavabı " tülbent" olmuştur ve bu yanlış anlaşılmadan dolayı " tulipa" olarak geçer.
-1562 yılınn sonbahar gününde İstanbul'a bir gemi yanaşır.Bu gemi,Kuzey Avrupa'dan,İstanbul'daki doğunun o eşsiz ve değerli kumaşlarnı almak için gelmiştr.Birkaç gün limanda kaldktan sonra,İstanbul'dan yüklediği birbirnden değerli kumaşları alarak Kuzey Avrupa'nın Arves Limanı'na hareket eder.Arves Limanı'nda bekleyen tüccar,paketlern içnden çıkan bir paket Lale soğanına pek bir anlam veremez önceleri.Bunun Türkler'e özgü bir bitki olabileceğini ve Türk tüccarın kendisine bir jest yapmak istemiş olabilcğini düşünür.Akşam olunca soğanları ateşte kızartır.Bir kısmını yedikten sonra çok lezzetli olmadığını düşünür ve kalan soğanları bahçesindeki lahanaların yanına diker tesadüfen.1563baharında Arvesli tüccarın bahçesinde bölgede o güne kadar örneği görülmemiş çiçekler bitiverir.İşte bu çiçekler Hollanda'da açan ilk Lalelerdir.Tüccar bu güzel çiçeklerin Lale olduğunu bilmez ve dönemin sayılı botanikçilerinden Joris Rye'den yardım ister.Rye de, Avrupa'nın en ünlü botanikçilerinden Carolus Clusius'a bir mektup yazarak bu çiçekleri tanıyıp tanımadığını sorar.Şimdiye kdr hiç görmediği bu çiçeği araştırmaya koyulan Clusius,daha sonraları Lalenin Avrupa'ya yayılması ve tanınıp çoğalmasını sağlar.16 yüzyılda batı medeniyetiyle tanışan Lale,Hollanda'da en doruk noktaya çıkmıştr.Bu gün ise Hollanda Lale’nin kendilerine ait bir ürün olduğunu beyinlere yerleştirmişlerdir!!!)))(Bugün 90 km. uzunluğunda olan Muş ovası Lale yetiştirmek için son derece elverişliyken, halkımız Lale yerine buğday ekmeyi tercih ediyor?!!)
VE-- Lale ALLAH'ın, Gül ise EFENDİMİZİN çiçeği olarak simgelenir...
bu duygularla sizleri istanbulda Hollandadan ithal edilerek dikilen lale görüntüleriyle başbaşa bırakıyorum !.....


























2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hello. This post is likeable, and your blog is very interesting, congratulations :-). I will add in my blogroll =). If possible gives a last there on my blog, it is about the TV Digital, I hope you enjoy. The address is http://tv-digital-brasil.blogspot.com. A hug.

İlhami Uyar dedi ki...

Sayın Zafer bey ne muhteşem güzellik böyle elinize sağlık,gözlerim bayram etti,sağolun.