zaman zaman
bizim Fatihli gürol yalova esenköye gidelim benim arılığı bir ziyaret et diyordu bende soğukta gitmenin bir anlamı yok havalar ısınınca gideriz diyordum. Çarşamba günü ggüroldan telefon geldi ben gidiyorum geliyormusun diye baktım hava iyi tamam dedim ve hazırlığımızı yapıp gürolun esenköye getireceği malzemeleride alarak akşam 18:00'de turyol motorlarına bindik
adaların önünden geçerken anılarım depreşti gemi yapıda okurken sınıf geçmeyi garantileyip zaten bize ücretsiz olan şehir hatları vapurlarıyla son 15-20 günümüzü adalarda geçirirdik,
Gürol maşallah kilosuna rağmen hareketi olmanın vermiş olduğu avantajla fonrmu yerinde bende dedim gürol şu oturuşunla arıcıdan ziyade tam bir balıkçıdurumun var.:))
üç saatlik yolculuktan sonra gürolun yazlığına geldik vyemekten sonra çay demledik. Çaya gürolun arıcı arkadaşı aynı zamanda beraber arıcılık yaptığı Ekrem abiyi de davet ettik. Ekrem abi mermerci emekli oldukmtan sonra esenköye yerleşmiş ve gürolünde teşviki ile arıcılıkla ilgilenmeyi başlamış
üçlü resmimimzi çekecek başka kimse olmadığı için fotoğraf makinasını kuzunenin üzerine koyarak toplu resim çektik.,
namazdan sonra binaz daha uyuyup kahvaltidan sonra arılığa geçtik,
Gürolun oarılığı Esenköy belediyesine ait arazinin yanında. İçinde İtfaiye, su işleri ve şantiyelirin olduğu bir yer
Arılığında 120 tane arısı varmış ama şu anda 80-85 tane kalmış. Akşam sohbetimizde arıların ortalaması kaç çıta dediğimde ortalama dört çıtadalar dedilerdi,
ama kontrollerde hiçte öyle olmadığı görülmeye başladı. Erken kek vermişler ve gerek üstten şerbetlik ve kayık şerbetliklerle şurup vermişler fakat büyük kısmı ne keki ve nede şurubu almamış buda arıların zayıf ılduğunun işareti. Birde zayıf arıya kayık dediğimiz çıtalırın yanına konan şuruplulk la verdiğimiz zaman arıların büyük bölümü içeride boğuluyor ve kendi elemizle arının sonunu hazırlıyoruz. Dedim bu işi başka şekilde halledelim nasıl yani dediler. Bende bana bir pet şşişe bulun göstereyim dedim ve şişeye şurubu koyup kapağından delik açtıktan sonra kabarmış petek gözlerine veya çok az olan yumurta alanının yanına şurubu doldurdum.
ve şaşırdılar vay be güzel fikir dediler. Dedim ya ustalar bunu böyle yapıyor sizdsanalı takip ediyorsunuz bilmeniz lazım dedim.
Ekrem abinin uygulama hoşuna gitti ha bire açtığım kovanları şurubu dolduruyor .:)))
arılıkta 10-15 kadar Karniyol var geri kalını kafkas ve yığlıca arıları dediler öyle olunada ihtiyaten meskeyi giydik ama arı pek vurmuyordu çok az kafalığı taktım zaten arılarda bayağı zayıftı.
5-6 Bazen 8-9 olan arıları sıkıştırdığım zaman üç çıta kalıyordu esasında iki çıtayıda almam lazımdı ama onlarda el ayasından bile küçük yavru alanı olduğu için alamadık. ve genelde arıları üç çıtada sıkıştırdım.
Bu kovvana sıra gelince gürol bu kovan enterasan ya çıta aralarına propolis örüyor deyince baktım kovan dip tahtasındaki 20 cm. telli deliğim üzerine kapatması için koyduğu karton kaymış ve açıllmış üst örtüsüde gayet ince benim tesbitim arının özelliğinden ziyade hava akımı olduğundan arılar doğal olarak ceryandan korunmmak için çıta aralarını propolisle örmüşler. Yani arının cinsinden ziyade arıcının hatasından .
konrollerde arıyı sıkıştırıp yumurta olmasına rağmen anaları görmeyince bırakmadık. gürol arıları yazın bölmüş vealdığı anaların bir kısmını kestirince arılarlar kendi anasını yapmışlar ve bir aylık kayıp zamlan oluncada arılar kışa zayıf girmiş.
arılıkta hiç dokunmadıkları ve kışa 10 çıta giren bir kovan vard ve o şu an yine en az 8 çıta çok çok zayıf olan kovalara takviye olarak ondan giki çıta aldık zira diğer kovanlardan çıta alabilecek güçte arı yoktu.
Yine arıların bahçesinde olduğu kemal abi aynı zamanda domuz avı meraklısı ve 5-6 tanhe köpeği var
ve doğayı seven birisi öyleki yabani kestaneleri aşılıyor ve zamanın çoğunu ormanda geçirin birisi
dağda geceliri ayıya karşı arıları o bekliyormuş.
benim bu dalmaçyalı hoşuma gitti ama kemal abi bırak onu diyor o kuşçu bana domuz köpeğe lazım .::))
Gürolbu mola arısında gel bizim dağda arıları koyşduğumuz yere çıkalım bir gör dedi.
ve dört çeker bir araçla dağa gittik arabayı kullanan kemal abi arabayı o bozuk yolda bile hızlı kullanılor birde etrafla ilgil bilgi veryor. Ben bizim uçurum olan inebolu yollarına alışkın olmama rağmen tedirgin olmadım desem yalan olur.
biraz daha yüsseklerde daha kar var var. yakın zamana kadar buralardada varmış.
ve nihayet sağsalim arı koydukları yere geldik. etrafı yabani kestanelerle komple çevrili ve en güzel tarafıda
içinde çok güzel suyu olan bir yer, tabi ayılara karşı önlem alınırsa onuda zaten Kemal abi halllediyor.
inişte bu arıcı arkadaşımızın 70 tane kovanından bir tane kovan kaldığını söyşlediyor 20 tane arı alacakmış,
esenköyün dağdan görünüşü,
işte favorim olan manzara dağ ve deniz,
inişte tekrar mesaiye başlandı ve geri kalan arıları konrrol edip bildiğim kadarı ile gerekli olan müdaheleler yapıldı. Arı sıkıştırıllıp petek gözlerine şurup konuldu, zayıf olanlara takviye yapıldı.
öyleki beş altı arısı olan bir koloniyi bu arı sönmüş diye geçerken bir baktım ana sağlam ve hemen bir çıta takviye verdik.
arılar anlatılandan daha zayıf genelde bir çıta ama güzeal olan bir şey varki yalancıya kaçan bir koloni haricindeki bütün kolonilerde ana vardı. Bu arıların nasıl kuvvetlenebileceği ve bal sezonunda olası yapılması gerekenler konusunda ustalarımdan öğrendiğim kadarı ile anlattım. Bence bizim ekibim bir plan yapıp bu arıllığı teftiş etmesinde fayda var :)))
85 tane kovanın kontrolleri ikindi namazında bitti ve eve geçtik gürol bu fırsat deyip bahçesi iel ilgilenmeye başladı
erik, kiraz, şeftali , nektari, ahududu, ve daha bir çok bitki çiçek açmış
gürol tam siper bahçeyi kazıyor,
ben meyvaları yemenin dışında bilgim olmadığı için pek gürola yardım edemedim
bahçesine güzelbir balık havuzu yapmış barbaküde gözüme ilişti garol ızgara yapalım dedi ama onunda başka zaman ekiple geldiğimiz de yaparız diyerek erteledik.
bahçede içini doldurulmayı bekleyen sepet.
gürolün kardeşi bir yerden iki tane kara kovan bulmuş bu yaz bunların içine arı alaım diyormuş.
ve cuma sabahı yine turyol gemileri ile dönüş yaptık.Güzel bir gün oldu ve arı ile nihayet buluştuk .